Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DOĞRUDAN ANLATIMA VE DOLAYLI ANLATIMA SAHİP CÜMLELER

11- Doğrudan ve dolaylı anlatıma sahip cümleler Bir başkasının sözlerini olduğu gibi anlatmaya “doğrudan anlatım” denir. Doğrudan anlatıma sahip cümlelerde aktarılan cümle tırnak içinde verilir. Doğrudan anlatımlı cümleleri aktaran, cümleye kendi sözlerini katmaz. Bu cümlelerin sonunda genellikle, “diyor, demiş, der” ifadeleri bulunur. Bir başkasının sözlerini olduğu gibi değil de değiştirerek aktarmaya “dolaylı anlatım” denir. Dolaylı anlatımda aktarılan cümle tırnak içinde verilmez. Bu cümlelerin sonunda genellikle, “belirtti, ifade etti, söyledi” gibi sözler bulunur. Ör: Ceyda, arkadaşına: “Benimle oynar mısın?” dedi. (doğrudan anlatım) Ceyda, arkadaşına kendisiyle oynayıp oynamayacağını sordu. (dolaylı anlatım) Annesi yarışmada birinci olan kızına şöyle dedi: “Seninle gurur duyuyorum!” (doğrudan anlatım) Annesi yarışmada birinci olan kızına kendisiyle gurur duyduğunu söyledi. (dolaylı anlatım) Livy: “Deneyim aptalların öğretmenidir” der. (doğrudan anlatım) Einstein, hayal kurma

SBS İlköğretim 7 Türkçe Müfredatı

TÜR VE ŞEKİL BİLGİSİ Düz yazı bilgisi Makale Anı Gezi yazısı Biyografi Otobiyografi Roman Hikâye Deneme Fabl Fıkra Söyleşi Masal Tekerleme Günce Mektup Dilekçe Tiyatro Dram Komedi Trajedi Şiir bilgisi Şiir Şair Dize Dörtlük Marş Nakarat Ölçü Hece ölçüsü Serbest şiir Redif Kafiye Kafiye türleri Yarım kafiye Tam kafiye Zengin kafiye Cinaslı kafiye Kafiye şeması Düz kafiye Çapraz kafiye Sarma kafiye Şiir türleri Lirik şiir Epik şiir Didaktik şiir Pastoral Satirik şiir Söz sanatları Kişileştirme Benzetme Abartma SES BİLGİSİ Sesli harfler Sessiz harfler Hece çeşitleri Büyük Ünlü Uyumu Küçük Ünlü Uyumu Sessiz Yumuşaması Sessiz Uyumu Ses Düşmesi Ses Türemesi Kaynaşma Ulama Darlaşma Vurgu NOKTALAMA Nokta Virgül Noktalı virgül İki nokta Üç nokta Soru işareti Ünlem işareti Kısa çizgi Uzun çizgi Kesme işareti Tırnak işareti YAZIM Büyük harflerin yazımı Bitişik yazılan birleşik sözcükler Ayrı yazılan birleşik sözcükler Yer adlarının yazımı Yön adlarının yazımı Kısaltmaların yazımı Sayıların yazımı

ÖZNEL ANLATIMLI CÜMLELER

Kişiden kişiye farklılık gösterebilen cümleler öznel anlatımlı cümle lerdir. Öznel anlatımlı cümleler kişiden kişiye değiştiği için ispatlanması mümkün değildir. Ör: Tatlı dil, insan için başlı başına bir kuvvettir. İyi söz söyleyen insanlar herkesten fazla okuyanlardır. Arkadaşlık bir insan için vazgeçilmez bir duygudur. Dünyanın geleceğini parlak görmüyorum. Başarının tek şartı, çalışmak daha çok çalışmaktır. Yaz günlerinin güzelliğine doyum olmaz. Yüzmek insanı rahatlatır.

BENZER ANLAMA GELEN CÜMLELER

2- Benzer Anlama Gelen Cümleler Bazı cümleler anlamca birbirinin aynısı olmasa da çok yakın anlamlı olabilir. Bu tür cümlelere benzer anlamlı cümleler denir. Benzer anlamlı cümleler; anlamca paralel, yakın anlamlı cümleler ve aynı doğrultuda olan cümleler olarak da adlandırılır. Ör: Çocuk ilk eğitimini ailede alır. Anne ve baba çocuğun ilk öğretmenleridir. Elma, çok sevdiğim bir meyvedir. Meyveler içinde en çok elmayı severim. Ödevlerimi henüz bitirmedim. Ödevlerimi yarına ancak bitiririm. Sanatçılar eserlerini halkın diliyle kaleme almalıdır. Sanat eserlerinin dilini herkes anlayabilmelidir. Kış mevsimini sevdiğim pek söylenemez. Soğuktan hiç hoşlanmam. ***********************************

KARŞIT ANLAMLI (ÇELİŞEN) CÜMLELER

3- Karşıt Anlamlı Cümleler Birbirlerine zıt durumları ifade eden cümlelere karşıt anlamlı cümleler denir. Karşıt anlamlı cümlelere birbiriyle çelişen cümleler de denir. Ör: Sanatçının amacı topluma ışık tutmak olmalıdır. Sanatçı sanatını sanat için yapmalıdır. Akıllı ve bilgili insanlar hata yapmazlar. Her insan hata yapabilir. Geleceği sağlam temellere oturtabilmek için geçmişten yararlanmalıyız. Güzel bir gelecek geçmişten izler taşımamalıdır. Aşırı sevgi insana fayda yerine zarar getirir. İnsan ancak çok severse bu insanın yararına olur. Bu çanta dükkandaki en pahalı çantadır. Dükkandaki en ucuz çanta bu çantadır.

NİCELİK VE NİTELİK BİLDİREN KELİMELER

Sayılabilen, ölçülebilen, azalıp, çoğalabilen, sözcüklere nicelik (nicel) anlamlı kelime denir. Örnek: Küçük, büyük, az, çok, ağır, hafif… Sayılamayan, ölçülemeyen, sadece nesnelerin özelliklerini bildiren kelimelere nitelik (nitel) anlamlık kelime denir. Örnek: güzel, çirkin, iyi, kötü, fayda zarar…

EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER

Yazılışları ve okunuşları farklı, anlamları aynı olan kelimelere denir. sözcük - kelime, doğa - tabiat, rüzgar – yel mazi - geçmiş konuk - misafir, asır - yüzyıl, üzüntü – keder fakir - yoksul cevap - yanıt, hediye-armağan, neşe – sevinç deprem -zelzele fayda - yarar, beyaz - ak, baş – kafa eleştiri - tenkit anlam - mana, anı – hatıra, olanak- imkan yollamak –göndermek… Eş anlamlı kelimelerden biri yabancı bir dilden alınmıştır.

EŞ SESLİ (SESTEŞ) KELİMELER

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelerdir. Kaz: bir hayvan Kaz-: kazmak eylemi Sağ: yaşayan Sağ: bir yön Gül: çiçek gül-: gülmek eylemi Yüz: surat Yüz: sayı Yüz-: yüzmek eylemi Benden sana bir öğüt Kendi ununu kendin öğüt Sahicimi elinde tuttuğun o kartal kanadı Sen tuttun acıdan benim ellerim kanadı Kır saçlı biriyle kıra çıktık. Benim kolumda da ben var. Not: İnceltme işareti (^) ile birbirinden ayrılan kelimeler sesteş değildir . kar -- kâr yar -- yâr hala -- hâlâ adet -- âdet adem – âdem alem – âlem

MECAZ ANLATIMLI CÜMLELER

3- Mecaz Anlatımlı Cümleler: Anlatılmak istenenin bazı mecaz anlamlı kelimelerin kullanılarak anlatıldığı cümlelere mecaz anlatımlı cümleler denir. Bir cümlede bir tane mecaz anlamlı kelimenin bulunması o cümleyi mecaz anlatımlı yapar. Ör: Okuduğum her kitaptan aynı tadı aldığımı söyleyemem. O, her yerde yana yakıla seni arıyor. Bu işte onun parmağı olduğu kesin. Otur oturduğun yere başından büyük işlere karışma. Anılarını tatlı bir dille anlatıyor. Herkes uzun soluklu bir yaşam ister. Annemin sözleri beni çok kırdı.

BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU

Türkçe bir kelimede ilk hecedeki sesli harf kalın ise diğerleri de kalın; ince ise diğerleri de ince olmalıdır. Bu kurala “büyük ünlü uyumu” ( kalınlık-incelik uyumu ) denir. Yani, kalın (a-ı-o-u) →- kalın (a-ı-o-u) ince (e-i-ö-ü) -→ ince (e-i-ö-ü) olmalıdır. Ör: ö ğr e tm e nl e r İlk hecedeki "ö" ince olduğu için diğerleride ince, Büyük Ünlü Uyumuna uyar. s o ns u zl u k İlk hecedeki "o" kalın olduğu için diğerleride kalın, Büyük Ünlü Uyumuna uyar. a ğ a çl ı kt a ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) ç o c u k (Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) k a ç ı r ı lm ı ş ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) s i m i tç i ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) ö ğr e nd i kl e r i m i z i ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) o t u rm a d ı k ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) ç a nt a ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) g e rç e k li k (Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) s a n a tç ı ( Büyük Ünlü Uyumuna uyar.) ç i ç e k

NEDEN - SONUÇ İLİŞKİSİ

4- Neden - Sonuç İlişkisi Her olay ve durumu meydana getiren bir neden(sebep) vardır. Bu nedenler gerçekleşince bazı sonuçlar ortaya çıkar. Bu tür cümlelere neden-sonuç (sebep-sonuç) cümleleri denir. Neden- Sonuç cümlelerinde olayın sebebi ve sonucu mutlaka verilmelidir. Neden – Sonuç cümleleri “niçin, neden?” sorularına cevap verir. Ör: Çok çalıştığı için sınavı kazandı. (neden-sonuç) Bizimle gelmedi çünkü evden izin alamadı. (sonuç-neden) Otobüs geç geldiği için eve yetişemedim . (neden-sonuç) Kullandığı sade dilden dolayı çok okunuyordu . (neden-sonuç) Kalemini bulamayınca kardeşine çok kızdı . (neden-sonuç) Gürültüden çok korkmuş , yüzü sapsarıydı . (neden-sonuç) Kardan dolayı yollar kapandı . (neden-sonuç) Yağmur yağınca yerler ıslandı. (neden-sonuç)

NESNEL ANLATIMLI CÜMLELER

2- Nesnel Anlatımlı Cümleler: Doğruluğu ya da yanlışlığı herkes tarafından aynı kabul edilen, bir duygu bildirmediği için ispatlanması mümkün olan cümlelere nesnel anlatımlı cümleler denir. Ör: Türkiye’nin başkenti Ankara’dır. Gözlerim eskisi kadar iyi görmüyor. Canlılar doğar, büyür ve ölür. Romanda, kimsesiz bir çocuğun hayat hikayesi anlatılmış. Tolstoy: “İtiraf eden kurtulur.” Demiş. Peş peşe altı tiyatro eseri yazdım. Cumhuriyet, 29 Ekim 1920’de ilan edildi. İstanbul 1453’te fethedildi.

AMAÇ - SONUÇ İLİŞKİSİ

5- Amaç - Sonuç İlişkisi Bir eylemin hangi amaçla yapıldığını bildiren cümlelerde amaç – sonuç ilişkisi vardır. Amaç – Sonuç cümleleri, fiile sorulan “hangi amaçla, hangi maksatla?” sorusuna cevap verir. Amaç – sonuç ilişkisi olan cümlelere amaç – sonuç cümlesi denir. Ör: Yüzmek için denize gittik. (amaç-sonuç) Seni mutlu edeyim diye bu hediyeyi aldım. (amaç-sonuç) Konuşmak için kürsüye yöneldi. (amaç-sonuç) Kirlenmesin diye yere hiç çöp atmazdı. (amaç-sonuç) Ona sık sık öğüt verirdi; iyi bir insan olsun diye. (sonuç - amaç) Sınavı kazanabilmek için azimle çalışıyor. (amaç-sonuç) Not: Amaç – sonuç cümleleri ile neden-sonuç (sebep-sonuç) cümleleri karıştırılmamalıdır. Sebep(neden) – sonuç cümleleri “hangi amaçla?” sorusuna cevap veremez. Sabah işe geciktiğim için bana kızdı. (hangi amaçla kızdı? Cevap yok= sebep sonuç cümlesi) Parayı yatırmak için bankaya gitti. (hangi amaçla bankaya gitti? Cevap var= neden sonuç cümlesi)

Ünlem İşareti

7. ÜNLEM İŞARETİ ( ! ) İçinde ünlem ifadesi (haykırış, sevinç, kıvanç, üzüntü, acı, korku, hayret, ürperti, heyecan, nefret vb ani coşkunluklar) bulunan ve seslenme, hitap ve uyarı bildiren cümlelerden ve kelimelerden sonra gelir: Şşt! Sus bakayım. Ünlem işareti, ünlem ifadesinden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonunda da kullanılabilir: Eyvah, geç kaldım! Eyvah! Geç kaldım. Parantez içinde kullanılan ünlem işareti alay etme, hafife alma, küçümseme, inanmama, kinaye anlamları katar: İsteseymiş bu kitabı bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş. Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.

Tırnak İşareti

9. TIRNAK İŞARETİ ( “ ” ) Başka birinin yazısından veya sözünden, hiç değiştirilmeden yapılan aktarmalar tırnak içinde gösterilir. Alıntı cümle(ler), büyük harfle başlar, noktayla biter. Alıntı cümleye ait olan noktalama işaretleri tırnağın içinde kalır. Asıl cümle de daha bitmediği için küçük harfle devam eder: Yaşlı kadın, “Yetişin!” diye bağırdı. "Okuyorum büyükanneciğim." dedi. (Ömer Seyfettin; Bahar ve Kelebekler) Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır: “Küçük salonun fes renginde, kalın, ağır perdeli penceresinden dışarı, muhteşem, parlak bir suluboya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema... Çiçekli ağaçlar... Uyur gibi sessiz duran deniz... Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar...” Cümle içinde özellikle belirtilmek istenen kelimelerden ve sözler tırnak içine alınır. Bazen tırnak işareti kullanmak yerine bu kelimeler koyu harflerle veya altı çizilerek de yazılabilir. Bunlar cümle değillerse küçük harfle

ŞAŞIRMA CÜMLELERİ

1- Şaşırma Cümleleri Beklenilmeyen bir durumla karşılaşıldığında dile getirilen hayret duygusunu ifade eden cümlelere şaşırma cümleleri denir. Ör: O kadar fakirken birden bire nasıl zengin oldun! Sınav sonucunu çok yüksek beklerken düşük gelmesin mi! Kitaplığındaki binlerce kitabı okumuş ha! Böyle ansızın gideceğini hiç düşünmemiştim. Bu takımı yeneceğimiz aklımın ucundan bile geçmemişti. Hayret! Sen bu evin yolunu bilir miydin? Dokuz kişi bir arabaya nasıl sığmış anlayamadım!

Yay Ayraç

11. Yay Ayraç ( ( ) ) Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgisi olmayan, yazının ve sözün aslında olmayıp, sonradan eklenmiş olan açıklayıcı kelimeleri ve söz gruplarını göstermek için kullanılır: O tarihte (1980) henüz sen yoktun. Türk edebiyatının üç kolu da (halk edebiyatı, divan edebiyatı, yeni Türk edebiyatı) büyük farklılıklar gösterir. Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapatıldıktan sonra yazılır: Yunus Emre (1240?-1320)’nin “yani” ile yapılan açıklamalar yay ayraç içine alınmaz. Babasından, yani okumasında büyük emeği geçen insandan daha ne isteyebilirdi ki? Sözün söylendiği anda olup biteni, konuşanın hareketlerini ve durumunu belirtmek için kullanılır. Özellikle tiyatro eserlerinde çokça kullanılır: İhtiyar ─ (Yerinden doğrulur.) Şimdi ne olacak? Alıntıların yapıldığı eser ve yazar adı yay ayraç içinde verilir: Herhangi bir metinden alınan cümlenin öncesi ve sonrası olduğunu, aralarda da alınmayan kısımlar olduğunu belirtmek için üç noktayla birlikte kullanılabi

Durum Zarfları

1- DURUM (HAL) ZARFLARI Fiillerin nasıl yapıldığını bildiren kelimelerdir. Fiile sorulan "nasıl" sorusunun cevabı durum zarfıdır. Seyirciler konseri hayranlıkla izlediler . (Nasıl izlediler? Hayranlıkla= Zarf) Öğrenciler bütün soruları doğru cevapladı . (Nasıl cevapladı? Doğru = zarf) Ör: Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. O her zaman dikkatli konuşur . Küçük kız güzelce süsülendi. Bize çok nazik davrandılar . Eğri oturalım doğru konuşalım . Bu ötekilerden daha iyi olmuş . Kara haber tez duyulur . Akşamları erkenden yatarım. Böyle gelmiş , böyle gidecek . Düşüncelerini açıkça söyleyebilmelisin . Ülkeden gizlice kaçmış . Her hafta ailece pikniğe gidiyoruz. Etrafı iyice temizlediniz mi? Çocukça seviniyor delice gülüyordu . Anlatılanlara kahkahalarla güldüler . Babasına yaşlı gözlerle el salladı . Oradan hızla uzaklaştık . Sorunlarımızı konuşarak halledelim . Kanadı kırılmış bir kuş gibi duruyordu. Minik kardeşim mışıl mışıl uyuyor . Not: Durum zarf

PİŞMANLIK CÜMLELERİ

5- Pişmanlık Cümleleri Kişinin önceden yaptığı bir iş veya karardan dolayı sonradan üzüntü duyduğunu bildiren cümlelere pişmanlık cümleleri denir. Ör: Keşke anıma fotoğraf makinemi de alsaydım! Bilseydim böyle olacağını ona izin vermezdim. Bu işe başlamasaydım iyi olacaktı. Söylediklerine niye hemen inandım ki! Zamanında çalışsaydık böyle olmazdı. Böyle olacağını bilseydim arkandan gelir miydim? Onu bu konuda suçlamamalıydık.

BEĞENİ CÜMLELERİ

2- Beğeni Cümleleri Herhangi bir durum ya da olaydan duyulan memnuniyetin dile getirildiği cümlelere beğenme cümleleri denir. Ör: Yazar, olayları sıradanlığa düşmeden güzel bir üslupla yansıtmış. Araba dediğin böyle rahat ve geniş olmalı. Yazar, dile olan hakimiyetini yeni eserinde de ortaya koymuş. Bu balerinimiz, senelerce yılmadan çalıştı. Yazma konusunda hiçbir zaman kolaya kaçmadı. Burada her mevsimin ayrı bir tadı vardır. Çayın tadını hiçbir içeceğe değişmem. Bir gömlek bir insana bu kadar yakışır.

ABARTMA CÜMLELERİ

13- Abartma Cümleleri Anlatımı çekici kılmak için olay ve durumların olağanüstü bir biçimde ifade edilmesiyle oluşan cümlelere abartma cümleleri denir. Ör: O kadar ağladı ki gözyaşları sel oldu, aktı. Bu hafta dünya kadar soru çözdüm. Hasta sabaha kadar gözünü kırpmadı. Bin dereden su getirsen arınamazsın. Duyduklarını bire bin katarak anlatıyor. Ne geniş adam dünya yansa umurunda değil. Su uyur, düşman uyumaz. Yüzü ay gibi parlıyor.

Kafiye (Uyak)

KAFİYE (UYAK) Mısra sonlarındaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine kafiye denir. Örnek: Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözü mü , Nücuma sor ki, bu kirpikler uyku görmüş mü ? (M. Akif ERSOY) KAFİYE ÇEŞİTLERİ 1)Yarım Kafiye: Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir. Örnek-1 Ben çektiğim kimler çe k er Gözlerim kanlı yaş dö k er Bulanık bulanık a k ar Dağlarım seliyim şimdi (Kul Mustafa) Örnek-2 İstedim kendimi bu göle a t am Elimi uzatıp yavruyu tu t am Örnek-3 Üstümüzden gelen boran kı ş gibi Şahin pençesinde yavru k u ş gibi Seher sabahında rüya d ü ş gibi Çağıta bağırta aldı dert beni 2)Tam Kafiye: İki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür. Örnek-1 Yollarda kalan gözlerimin nurunu y or dum, Kimdir o, nasıldır diye rüzgarlara s or dum, Hulyamı tutan bir büyü var onda diy or dum (Y. Kemal Beyatlı) Örnek-2 Sen miydin o afet ki dedim, bezm-i ez el de Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi el de, Bir sofrada içtik, ikimiz a

Kesme İşareti

8. KESME İŞARETİ ( ’ ) Özel isimlere eklenen çekim eklerini ayırmak için kullanılır. Mustafa Kemal’e, Ankara’yı, Türkiye’de, Kızılırmak’ı, Ancak kurum ve kuruluş adlarından sonra kesme işareti kullanılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Mamak Anadolu Lisesi Müdürlüğüne, Yabancı isimlere getirilen yapım ve çekim ekleri okunuşa göre belirlenir ve kesme işaretiyle ayrılır: Shakespeare’in, Moliere’e, Honolulu’lu Kişi adlarına sonradan eklenen unvanlara eklenen ekler de kesme işareti ile ayrılmaz. Zeynep Hanıma, Ayhan Beyden, .... Efendinin, ..... Paşayı... Sert sessizle biten özel isimlere ünlüyle başlayan ek getirildiğinde ismin son sesi korunur, ama söyleyişte yumuşama olur. Zonguldak’ı (Zonguldağı), Sinop’a (Sinoba), Ahmet’in (Ahmetin) Özel ismin yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve eki de kesme işaretiyle ayrılmaz. Yabancı isimler hariç diğer özel isimlere yapım ve çokluk ekleri getirilerek yapılan kelimeler büyük harfle başlar ve ekleri de kesme işareti

Sitem Cümleleri

3- Sitem Cümleleri Birine karşı duyulan kırgınlığı belirtmek için kullanılan cümlelere sitem cümleleri denir. Ör: Seni kaç kez ikaz ettim; ama beni bir kere dinlemedin. İşleri zamanında yapsaydın ne olurdu sanki! Buraya geldi de hasta babasını ziyaret etmedi. Hadi gelmedin, bari bir telefon etseydin. Yemekten biraz da bana niye ayırmadın. Hani bana karşı dürüst olacaktın. Bir yudum mutluluğu bize çok gördünüz.

ELEŞTİRİ CÜMLELERİ

15- Eleştiri Cümleleri Bir olay, durum varlık ya da kişi hakkında olumlu ya da olumsuz görüş bildiren cümlelere eleştiri cümleleri denir. Ör: Filmdeki bazı uzun diyaloglar filmin güzelliğine gölge düşürmüş. (Olumsuz Eleştiri) İşini bu şekilde titiz yapması başarılı olmasını sağlıyor. (Olumlu Eleştiri) Bu gidişle bir yere varamazsın. (Olumsuz Eleştiri) Yazar, eserinde yabancı sözcüklere yer vererek eserin anlaşılmasını engellemiş. (Olumsuz Eleştiri) O, giyimiyle, konuşmasıyla, cömertliğiyle dört dörtlük bir insandır. (Olumlu Eleştiri) Burnu havada biri olduğu için herkesi küçümserdi. (Olumsuz Eleştiri) Ödevlerini yine baştan savma yapmışsın. (Olumsuz Eleştiri)

SESSİZ TÜREMESİ

Yardımcı eylemlerle yapılan birleşik kelimelerle sessiz türemesi meydana gelir: Af-etmek=af f etmek, His–etmek=his s etmek Zan-etmek =Zan n etmek, Ret-etmek= red d etmek Hal-etmek =hal l etmek… Yine bazı kelimelere sesli harfle başlayan ek geldiğinde sessiz türemesi olur: Af-ı= af f ı, his-i= his s i, şık-ı= şık k ı ret-i= red d i

Zarf Tümleci

ZARF TÜMLECİ Yüklemin anlamını zaman, durum, yön, miktar, tarz, vasıta, şart, sebep, birliktelik yönlerinden tamamlayan kelime ve kelime gruplarına zarf tümleci denir. Zarf tümlecini bulmak için yükleme “nasıl?, ne zaman?, ne kadar?, nereye?” ve “kiminle?, neyle?, niçin?, neden?, niye?” soruları sorulur. Örnekler: İhtiyar adam merdivenleri yavaş yavaş çıkıyordu . Adamın yanıt vermesini beklemeden çıkıp gittiler . Geç yattığı için kalkamamış sabahleyin. Onunla on yıl önce karşılaştık . Haberi alınca dışarı çıktı . Seninle birlikte çok eğleneceğiz . Not: Yer-yön bildiren zarf tümleci yalın durumda olur. Yukarı çıktık. (zarf tümleci) Yukarıya çıktık. (dolaylı tümleç) Yukarıyı temizleyin. (nesne) Edat tümleci (edatlı tümleç) olarak adlandırılan tümleçler de birer zarf tümlecidir. Öğrencileriyle gidecekmiş tiyatroya. Para kazanmak için yapmış bunu. Eski bisikletiyle dolaşmış dünyayı. Bu parfümü senin için aldım. Size göre biz mi hatalıyız . Tavuk nar gibi kızarmıştı .

KARŞILAŞTIRMA CÜMLELERİ

7- Karşılaştırma Cümleleri Bir varlığın, olayın veya durumun diğeriyle olan benzer veya farklı yönlerini anlatan cümlelere karşılaştırma cümleleri denir. Ör: Nalan da Leyla gibi çalışkan bir öğrencidir. Temmuz ayı diğer aylardan daha sıcaktır. Zeynep, eskiden daha yaramazdı. Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın olanıdır. Sanatçılar arasında eşi az bulunur bir insandı. Öğretmen sınıfın en çok konuşanını öne oturttu. En güzel şiirlerini bu kitapta toplamış. Kiraz pahalı, elma ise ucuz bir meyvedir.

KÜÇÜMSEME CÜMLELERİ

8- Küçümseme Cümleleri Karşıdakine değer vermeme, onu küçük görme, önemsememe hafife alma anlamı taşıyan cümlelere küçümseme cümlesi denir. Ör: Adam olacak da biz bakacak. İki kitap okudun diye adam mı oldun. Sanki kendisi her şeyi biliyor. Bu da yemek mi ben daha iyisini yaparım. Sen kim, sanatçı olmak kim! Siz ne anlarsınız şiirden! Bu maçı kazanıp da şampiyon olacakmış.

ÖZLEM CÜMLELERİ

6- Özlem Cümleleri Geçmişte yaşanan günlerin tekrar yaşanma isteğini ya da bir yeri veya kişiyi görme isteğini dile getiren cümlelere özlem cümleleri denir. Ör: Nerde çocukluğumun dertsiz, tasasız günleri. Eskinin o mis gibi kokan salatalıkları olsa da yesek. Nerede kaldı o eski ramazan geceleri? Köyü düşündükçe içim yanıyor. Yıllardır görmediğim köyüm burnumda tütüyor. Fırsat olsa da oraları tekrar görebilsek. Eskiden bayramlar bir başka kutlanırdı.

Alfabe

Alfabe: Bir dilde bulunan harflerin tümüdür. Türklerin kullandığı alfabeler: 1.Göktürk 2.Uygur 3.Arap 4.Latin

Yüklem

YÜKLEM İş, kılış, oluş, hareket, durum bildiren; haber veren; cümleyi bir yargıya bağlayan çekimli ögeye yüklem denir. Cümlenin temel ögesidir. Cümle yargı bildiren bir söz; yüklem de yargıyı üstlenen öge olduğuna göre yüklemsiz bir cümle olamaz. Yüklem, tek kelimeden de oluşabilir bir kelime grubundan da. Cümle oluşturmaya yeterli olan tek öge yüklemdir. Diğer unsurlar, yüklemin anlamını desteklemek üzere cümlede bulunur. Fiil cümlesinin, yani iş, oluş, kılış, hareket, durum bildiren cümlelerin yüklemi çekimli bir fiil dir. Bu fiil, basit, türemiş ya da birleşik olabilir. Fiile ait zaman ve şahıs kavramları yüklemde ek hâlinde bulunur. İsim cümlesinin, yani iş, oluş, kılış, hareket, durum bildirmeyen cümlelerin yüklemi de ek-fiille çekimlenmiş bir isim dir. Bu, isim soylu herhangi bir kelime (sıfat, zamir, zarf, edat) olabilir. Örnekler: Geyikler bir zamanlar varmış. Evin önünden şırıl şırıl bir derecik akıyor . Bizim görevimiz ailemize yardım etmektir . Dosyalarında topladıklarını

CÜMLE OLUŞTURMA

CÜMLE OLUŞTURMA Bir cümle kelime kelime parçalanarak bu parçalardan tekrar aynı cümlenin kurulması istenir. Bu tarz cümlelerde genellikle “anlamlı ve kurallı” ifadesi yer alır. Bir cümlenin kurallı olabilmesi için yüklemin sonda olması gerekir. Yüklemin sona konulması cümleyi kurmakta kolaylık sağlayacaktır. Söz öbeklerine, tamlamalara da dikkat edilmelidir. Ör: 1- yolu 2- vatan 3- eğitimdir 4- savunmasının 5- en ucuz Bu kelimelerden kuracağımız anlamlı ve kurallı cümle: “Vatan savunmasının en ucuz yolu eğitimdir .” Cümlesidir. (2-4-5-1-3) 1- insanların 2- basit 3- dedikodu 4- eğlencesidir 5- ruhlu Bu kelimelerden kuracağımız anlamlı ve kurallı cümle: “ Dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir.” Cümlesidir. (3-2-5-1-4) 1- Olmayan 2- gemiye 3- yardım etmez 4- rüzgar 5- hedefi 6- hiçbir Bu kelimelerden kuracağımız anlamlı ve kurallı cümle: “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.” Cümlesidir. (5-1-2-6-4-3)